Thursday, April 17, 2008

Tüketimle Tükenenler

Son dönem modern insanın hayatını ne kadarda güzel özetliyor bu ifade.
Modernitenin en büyük taşıyıcısı artık tüketim, yada büyük ölçüde bu şekilde algılanıyor.
İnsanlar tükettikleri ölçüde modern ve çağdaş olabiliriyorlar. Son trend giysiler, son model araçlar ve son teknoloji ürünü cihazlar.
İnsanlığın daha iyi standartlarda yaşaması için araç olan bu ürünler, artık amaç haline gelmiş durumda.
Bunun en somut örneği cep telefonu çılgınlığı. Hiç bir anlamı olmadığı halde ve bir çok fonksiyonu dahi kullanılmayacak, teknoloji harikasi cep telefonları alınıyor. Bu teknoloji harikası ürünler, daha aradan bir kaç ay geçtikten sonra harikalığını yitirip, sıradanlaşıyor. Bu kez çok daha gelişmiş, yeni ürünler piyasaya sürülüyor. Ve eski telefonlar yerlerini daha gelismis, yeni nesil telefonlara bırakıyor. Bu paradoksal döngü hayatboyu devam edip gidiyor.

Arz ve talep dengesine göre kurulu piyasalar, artık hayatimiza derin bir sekilde nüfuz etmis durumda. Talep sonucu, arzın gayet tabii olması ne kadarda masum gözüküyor değil mi?
Peki talep eden yığınlar, ne kadar bilincinde işin? Mesela Reklamcıların "Talep yaratma" diye bir ifadesi var. Özetle "insanlarin isteme arzularını pekiştirecek tanıtımlar" olan bu ifade, artık neyi isteyeceğimize de karar veriyor. Bizim yerimize isteyen, bizim yerimize düşünen ve neyin ihtiyacımız olup neyin olmadığını belirleyen, modern mekanizmalar var artık. Bize düşen sadece, bizim yerimize istenileni yapmak oluyor.

Bu tüketim çılgınlığının alabildigine hızlı cerayen etmesi, bir akıl tutulması oluşturmuş durumda. Artık modern insan, neyin ihtiyacı olduğunu ve neyin ihtiyacı olmadığını belirleyemez durumda. Bunun somut örnekleri, hergün yaşanıyor aslında. Yeni açılan bir mağzanın ilk gününde indirime gitmesi, bir önceki akşamdan mağzanın önünde kuyruk olmasına yetiyor, mesela. Mağza açıldığında içeriye saldırmak, rastladığın ilk üründen alabildiğince almak, gayet tabîi. Mağzaya girerken, ezilenlere dönüp bakılmaması ve doğrudan hedefe kilitlenilmesi, plazma ekran tv'lere yada dizüstü bilgisayarlara hucüm edilmesi, araç ve amacın nasıl yer değiştirdiğini, fazlasıyla göstermiyormu!
Hiçbir ahlakî kaygı gösterilmeden yapılan reklamlarda, "hedefe giden her yol meşru" telkini yapılıyor. Ve hedefe kilitlenen kitleler, her yolu mübah sayarak amaçlarına ulaşıyorlar. Amerika'da bir mağza açılışında 8 saate yakın sıra bekleyen, orta yaşlardaki bir kadının, sırasını kaybetmemek uğruna tuvalet ihtiyacını, bulunduğu yerde gidermesi, ne kadar ibretlik bir manzara, değilmi!

Daha fazla tüketerek, daha neleri tükettik acaba!
Tüketerek, insanlığımızıda tüketiyoruz, farkında olmadan.

1 comment:

Anonymous said...

Çok haklısınız Sevgili Dostum. Tüketerek tükeniyor; üretmeyi, üretmek için gayret etmeyi aklımızdan bile geçirmiyoruz. Üreteceklerimizin de yenilecek, giyilecek, kullanılacak eşyadan ibaret olduğunu zannediyoruz. Buna vurgu yapan yazınız için çok teşekkür ediyor, kaleminizden nice önemli yazılar okuyacağımıza inanıyorum. Selamlarımla beraber...